Hüseyin Ekmekçi

Havadis Gazetesi olarak, TC Lefkoşa Büyükelçisi Sayın Halil İbrahim Akça’yı ağırladık.

Sayın Akça, hiç yalpalamadan, aklındaki rakamlarla, yaşadığımız durumu ortaya koydu.

Akça’nın ortaya koyduğu rakamlar bizi tatmin etti mi?

Açıkça söyleleyim ki, ben çok da tatmin olduğumu söyleyemem…

İşte o rakamlardan bazıları:

29 bin kayıtlı çalışan var.

Kayıtlı 29 bin çalışan içerisinde 13 bin kişi vatandaşlık hakkını elde etti…

Bunlardan 5 bin 800’ü vatandaşlık için başvurdu.

Kaçak olarak adada kalan nüfus ise Akça’ya göre 10 bin…

“KKTC nüfusu yaklaşık 285 bin”

Sayın Akça, eğitimde ve sağlıkta, nüfusun çok artması nedeni ile planlama yapılamadığına ise asla inanmıyor, bunun rakamlarla sabit olduğunu söyleyerek…

Peki bu konuda hafızamızı yoklayalım…

Bu ülkenin Başbakanı ne dedi?

“Nüfusumuz çok kalabalık…”

Havadis Gazetesi’nden Can Sarvan’a konuşan Maliye Bakanı Ersin Tatar nüfus için ne demişti, onu da hatırlayalım:

Ersin Tatar: Nüfus söylediklerine göre 2006 yılında 265 bindi. Nüfusun şu anda da 285 bin olduğunu söylüyorlar. Ben de burada biraz farklı düşünüyorum. Bu ülkede nüfus en az 400 bindir diye düşünüyorum.

Ancak, sayın Büyükelçi, DPÖ rakamlarına göre KKTC nüfusunun şu anda 285 bin olması gerektiğini, bunun biraz aşağıya, biraz yukarıya da denk gelebileceğini söyledi.

Yani belki en fazla 300, belki en az 275 bin…

Bu noktada da Sayın Büyükelçi net olarak önerisini yapıyor: Nüfus sayımı şart.

Peki bu ülkenin yöneticileri nüfusu bilmiyor mu? En azından Sayın Büyükelçi kadar bilgileri yok mu?

Ya bu ülkeyi yönetenler, Türkiye’den daha fazla kaynak alabilme adına nüfus konusunda sürekli manipülasyon yapıyor, ya da Türkiye Büyükelçiliği adadaki TC kökenli nüfusun bilinmesini istemiyor.

Başbakan “çok kalabalık”, Maliye Bakanı “400 bin”, Sağlık Bakanlığı “yandık”, Eğitim Bakanlığı “para dayanmıyor” derken, Sayın Büyükelçi, “nüfus 285 bin” diyorsa ve rakamlardan zerre kuşku duymuyorsa, ortada ciddi bir belirsizlik olduğu aşikardır.

“Demokrasi ve siyaset gelişecek”

Rakamlar konusunda, Sayın Akça, “Bunlar resmi ve hesaplanmış rakamlar” diyor. Birileri ortaya yeni bir rakam koyana kadar, herkes varsayımlar üzerinden konuşacak…

Ama bu ülkedeki bütün planlamaların da 285 bin rakamı üzerinden yapıldığını bilmemiz gerekiyor…

Eğitim de, sağlık da, çalışma yaşamı da 285 bin nüfus hesaplanarak yapılıyor…

Rakamlar böyle…

Peki niyet…

Toplantıda en fazla Sayın Büyükelçi’nin niyetini anlamaya çalıştık…

Sayın Büyükelçi net olarak şunu söyledi:

“Biz KKTC içişlerine müdahale eden değil, müdahale edilmesini gerektirmeyen bir yapı için çalışıyoruz. Oysa müdahale edildiğine yönelik bir algı var. Tam aksine, atılacak adımlarla Türkiye hiçbir şekilde KKTC içişlerine müdahil olmayacak. KKTC kendi ayakları üzerinde duracak.

Tek isteğimiz KKTC’de ekonominin sağlıklı gelişmesi yanında, demokrasinin ve demokratik temellerde bir siyasi yapının gelişmesi.”

“Değişime direnmeyiniz…”

Tabii ki, bizler için de düşündükleri vardı Sayın Büyükelçi’nin… “Mevcut yapının devamını savunmayın… Değişimden korkmayın” dedi bizlere…

Bu cümleyi farklı farklı okumak mümkün olsa da, ben bir an, “Statükonun devamı için mücadele eden bir gazeteci” olarak algıladım kendimi…

Mutlaka hangi olayla ilgili ne düşündüğümü daha geniş bir vakitte, Sayın Büyükelçiye izah ederiz.

2000 yılından bu yana statükoya karşı kavga veren bir duruşu sergiledik hep. En azından, Havadis bünyesinde bu net olarak görülebilir.

Sayın Büyükelçi’de böyle bir algı oluşması da doğaldır belki…

Zira, bu ülkede, özelleştirme ile birlikte ne olacağı, kimin işsiz kalıp, dengelerin kimin adına değişeceği belli değildir…

İşi kolay değil

Sayın Büyükelçi, KKTC ve TC arasında imzalanan protokolün aynen uygulanması konusunda zerre kadar şüphe içerisinde değil…

Ama bu pakete ülke siyasetçisi tepki gösteriyor…

Çalışan tepki gösteriyor…

Bu noktada Sayın Akça’nın işi kolay değil…

Ama ortada da atılan imzalar var…

İmzalar… İki ülkenin attığı imzalar