Reşat Akar

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ile Rum lideri Dimitris Hristofyas’ın Pile yemeği tarihe geçecek nitelikteydi...
Neden mi?..
Çünkü; Kıbrıslı Rumlar,  Hristofyas’ı ilk defa bu kadar neşeli gördüler de ondan...
Öyle bir gülüştü ki o gülüş...
Bademciğine kadar göründü...
Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun bademciğini göremedik...
Fakat; son yıllarda ilk defa bu kadar neşeliydi...
İki toplumun birlikte yaşadığı ‘örnek köy’ Pile’den yansıyan fotoğraflar, özellikle Kıbrıslı Türklerde ‘birşeyler oluyor’ şeklinde yorumlara yol açtı...
Demeçler olumsuz ama, yemek sahnesinden görüntüler umut verici!..
İki liderin, eşleriyle birlikte mutlu bir gece geçirmeleri hemen herkesi umutlandırdı...
Papaz Hrisostomos hariç!..
Hrisostomos, Hristofyas’ın bademciklerinden rahatsızlık duyan bir açıklama yaptı...
“Kıbrıs sorunu öyle bir fincan kahve içmekle çözümlenmez” dedi...
Kahve öncesindeki balıklardan, humus ve Tarama’dan haberi olmasa gerek...
Vasilikon şaraptan da habersiz...
“Ben bu gibi olaylara öyle kör bakamam... Bakmak isteyen varsa baksın” diyen Hrisostomos ‘ulusal davanın peynir ve armut’ arasında çözülemeyeceğini de söyledi...
Armudu da nereden çıkardı?..
Kıbrıslılar genelde hellimi ve şeftaliyi çok severler...
Hele Eroğlu, şiş ve şeftaliye bayılır...
Leftikosuz hafta sonu geçirmez...
Belli ki Papaz yine kriz geçiriyordur...
Kıbrıs sorununun çözümü konusunda en ufak bir umut belirdiği zaman krize giriyor...
Ardından şartlarını sıralıyor:
-Türk ordusu gidecek...
-Yerleşiklerin tümü gidecek...
-Türkiye’nin garantisi sona erecek...
Barışın ancak bu şekilde geleceğini iddia ediyor...
Papazı bir kenara bırakalım...
Hristofyas ile DİSİ lideri Anastasiadis’in ne düşündüğüdür önemli olan...
Eroğlu, Pile’den sonra bu akşam Limasol’a gidecek...
Hava kararmadan giderse, bir de Türk mahallesini gezmesi iyi olur...
Yemek ortamında Anastasiadis’le yapacağı görüşme çok önemlidir...
Olası bir çözüm planı karşısında düşünceleri Hristofyas’la uyuşuyor mu?..
Uyuşuyorsa ve Kıbrıs Türk tarafının buna itirazı yoksa, o zaman ikinci bir referandumda “evet” şansı doğabilir...
Unutmayalım ki; AKEL ve DİSİ’nin oyları birleştiği zaman, kilisenin gölgesindeki ırkçı partileri bertaraf eder...
New York zirvesi öncesinde Sayın Eroğlu’nun, bu tür sosyal ilişkileri desteklemesi, dünyaya verilen mesaj açısından da son derece önemlidir...
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin bir kez daha vurguladığı gibi, Kıbrıs konusunda ‘oyunun sonuna’ gelmiş bulunuyoruz...
Ya birleşme, ya da kesin ayrılık!..