Hüseyin Ekmekçi

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Hüseyin Ekmekçi

Faiz Yasası ve “bundan öncesi…” 18.10.2011

18 Ekim 2011 Salı Saat 11:35

Maliye Bakanlığı içerisinde yapılan kısa adıyla “Faiz Yasası” çalışması, geçtiğimiz hafta içerisinde Havadis Gazetesi tarafından gündeme getirilmişti.

Bol bol ilgi gördü…

Bolca da tartışılıyor.

Tartışılsın… Tartışılması güzel…

Tartışılıyor, demek ki toplumun bu alanda bir hassasiyeti var.

Kolay değil, mevcut sistemin “10 bin davalı” yarattığı bir ortamda, tartışılmaması tuhaf olur.

Bu tartışmalardan anladığım bir şey var.

O da “geleceğe dönük” değil ama “geçmişe dönük” bir tedbir alınmasının kaçınılmaz olduğudur.

“Bundan sonrasını” tartışmak, anladım ki” gazeteci” ağzıyla olacak şey değil.

Bu konuda, hükümet, Merkez Bankası, bankalar ve iş dünyası iyice tartışmalı.

“Ama bundan öncesi” ciddi mahrumiyetler yarattı.

Sanılmasın ki tek mağdur olanlar vatandaşlar…

Bankaların da ciddi mağduriyetleri var.

“Bundan öncesi” sadece vatandaşlarda değil, bankalarda da mağduriyet yaratmış durumda.

O zaman, “bankalar da sorunun çözümün bir tarafı” olmaya hazır demektir.

Yüksek faiz oranları ile birçok borcun “ödenemez” noktaya gelmiş olması, bankalara bir şey kazandırmaz…

 

Her iki taraf da çözüm istediğine göre…

Bankalar ve vatandaşlar, “yüksek faiz” sisteminin mağduru.

Bankalar alacaklarını tahsil etse vay, etmese vay…

Düşünsenize, müşterisinin evine, iş yerine giderek arabasını, masasını, sandalyesini, oturduğu evi almak çok da kolay değildir…

Vatandaş veremediğine göre ya da en kötü tanımlama ile “vermediğine” göre, bankalar da alamıyor demektir…

 

“Bundan öncesi için barış”

Maliye Bakanlığı’nın bu adımı, gündeme “ihtilaflı alacaklarla ilgili ara bir formül” bulunması ortamını gündeme getirmiştir.

Eminim bankalar da “tahsili geciken alacaklarla” ilgili Maliye Bakanlığı ile ortak çalışmaya hazırdır.

 

 

Düşünce bayılacağım

5 yıldır Akdoğan’da ektikleri arazilere teşvik alan bazı üreticilerin, devlete de kira ödemedikleri iddia ediliyor. Biliyorsunuz, bu araziler, kiralama yöntemi ile devlete bir gelir sağlanıyor.

Akdoğan’da ücreti alınmayan bu arazilerin sahibinin “devlet memuru” olduğu iddiası ise daha da vahim.

Bir iddia daha var ki bu konuyla ilgili, “Devlete kirasını ödemeyen memur bu arazileri başka bir hayvancıya kiralıyor…”

Düşünce bayılacağım…

 

 

 

CTP ve CTP Meclis Grubu

Cumhuriyetçi Türk Partisi içerisinde “ciddi bir kopukluk” dikkat çekmektedir.

Memlekette “deprem” etkisi yaratan Sonay Adem’in ortaya koyduğu “belge” ile ilgili “genel merkez”in, yani “Genel Başkan”ın da haberi olmadığı söyleniyor.

CTP Meclis Grubu, son iki haftadır, parlamento içerisinde çok ciddi bir performans ortaya koyuyor.

Önce Ömer kalyoncu, Başbakan’ın İskele bölgesinde almış olduğu bir araziyi ortaya çıkardı…

Ki Başbakan, Kalyoncu’nun bu arazi ile ilgili ortaya attığı iddiaları yalanlamadı, “Kendi paramla aldım” dedi.

Hemen ardından gündemi belirleyen bu kez Sonay Adem oldu ve Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun “inkar” etmediği bir başka iddiayı ortaya attı.

O da yalanlanmadı.

Ancak, bu tartışmalar bir “parti politikası” olmaktan uzak bir görüntünün de gözle görülür olmasına neden oldu.

Sanki, partinin “deneyimli” isimleri ile genel merkez arasında ciddi bir kopukluk var.

Bu da CTP’de çok alışık olunmayan bir şey.

CTP Genel Merkezi “başka”, CTP Meclis Grubu başkalaşmışsa, burada da ciddi bir parti sorunu var demektir.

O “harmonizasyonun” olmadığı gözle görülürdür.

Bunu inkar etmeyenler de var… Deneyimli bir vekil bakın ne diyor: “CTP muhalefete düştüğü günden bu yana, o dönemin yöneticileri türlü yolsuzluklarla suçlanırken, genel merkezin hiç mi söyleyecek lafı yok?”

Bu “kopukluk” CTP için ciddi bir sorundur.

Üstelik de artık “görünen” bir sorun haline gelmiştir.

 

Bu yazı toplam 15450 defa okunmuştur
YORUMLAR
Bu Makaleye Yorum Yapılmamış.
KIBRIS GÜNDEMİ
Tüm Hakları Saklıdır © 2008 - 2021 | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Mail : | Yazılım: Doğru Ajans