Üretim bilgisi olmayan, üretmeyecek!!! ... Ve ithal sebze ve meyvede yaşananlar
Bir başka varsayım...
Bir tır karışık sebze ve meyve geldi.
Söz gelimi içinde elma, armut, şeftali, kolokas ve domates var. Tarım Dairesi memuru Bugün kolokas ve armuttan örnek alayım deme hakkına sahip olmamalı.
TAHLİLE GELEN ÖRNEKLER İTHAL EDİLEN TÜM ÜRÜNÜ HEM ÇEŞİT HEM MİKTAR BAKIMINDAN TEMSİL EDEBİLMELİ.
Mevcut uygulama bu bakımdan ifade ettiğim özeni kucaklamıyorsa yapılan tahliller KORKMADAN TÜKETİN demeye yetmez.
Yazıma noktayı koymadan yetkililere bir soru: Son iki ay içinde ülkeye ithal edilen ürün çeşit ve miktarları ile tahlile gönderilen örnek çeşit ve miktarlarını açıklar mısınız?
HAVADİS dün önemli bir habercilik örneği sergiledi. Yeşilyurttan üzüm üreticilerinin seslendirdiklerini kamuoyuna taşıdı.
HAVADİS popülizm yapmaz.
Haberi ağızlardan çıktığı gibi verir.
Haberde objektiflik, yorumda özgürlük var.
***
Senelerdir alıştık...
Halk diliyle ilaçlı çıkan ürünlerin pazara sürülmesi engellendiği zaman üretici ayağa kalkar.
Ancak herkes farkındadır, sebze ve meyvelerle ilgili denetimlerde hata bile olsa kamuoyu denetimlerden yanadır.
Herkes elini vicdanına koysun.
Manavdan, marketten sebze, meyve alışverişinin tadı kaldı mı?
Kalmadı.
Zaman zaman yetkililer piyasadaki tüm ürünlerin sıkı denetimden geçtiğini söyleseler de neredeyse kimse güvenmediği için, pek çok insan poşete doldurduğu ürünü geri döküp, sebze-meyve bölümünü terk ediyor.
***
Verigo üzüme bayılırım...
Bu sene şu ana kadar ağzıma bir tane verigo üzüm sokmadım.
Taze börülce her gün sofrada olsa, Haçanabir börülce demeden her gün yiyebilirim. Bu sene şu ana kadar bir defa yedim.
Molohiyalar için de ciddi ağızlardan uyarı geldi.
***
HAVADİSteki dünkü haberi okudum.
Bir süreden beri bu konuda dersime çalıştığım için haber öğrendiklerimi sınama bakımından da fırsat oldu.
Hemen söyleyeyim.
Kuzey Kıbrıstaki üretim alanlarında en önemli sorunumuz sağlıklı, gıda güvenliği açısından sınıfı her zaman geçecek ürün yetiştirme bilgi ve kültürüne sahip olmayan insanların üretici olabilmesidir.
Üretici dostlar hiç alınmasın, çok az üretici, sağlıklı ürün yetiştirme bilgi ve kültürüne sahiptir.
Sağlıklı denetim yapıldığına da inanmıyorum.
Ekonomik zorluklarla da piyasaya GAİLESİZ ÜRÜN SÜRÜLÜYOR!!!
Bu senelerdir böyledir.
***
Bütün üreticileri bir kefeye koymam.
Masum hata yapanlar yanında ne yaptığını bile bile zirai ilaç kullananlar da var.
Bir süre önce birinci ağızdan dinlemiştim.
Tahlil için bir üzüm yetiştiricisinin bağına gidilmiş. Geniş alanda yetiştirilen üzümler yanında evin ön tarafında talvar üzerinde de üzüm var. Geniş alandan örnek alanlar, talvardan da örnek almaya yönelince üretici tepki koyup, Onlara dokunmayın, onlar ailem ve dostlarım içindir demiş.
Bu tepki ve yaklaşımı yorumlamama gerek var mı?
***
Ben üretici değilim.
Ancak zirai ilaç kullanımı ile ilgili basit kuralı bilmeyen yok gibidir.
Kesin yasaklı olanların dışında kullanımı yasak olmayan zirai ilaçlar vardır. Bütün mesele zirai ilacın bilinçli olarak kullanılmasıdır.
Ürünlerin ilaçlandıktan kaç gün sonra hasat edileceği biliniyor.
Buna uyulursa sorun yok.
Bir bahçeye denetime gidilir. Ürün hasada uygun değildir. Bir süre sonra gidilir, ilacın etkisi geçmiştir. O ürün hasat edilip piyasaya sürülebilir.
***
Bugün Lefkoşadaki Devlet Laboratuvarında gözlem yapıp, bilgi alacağım.
Lefkoşada zehirli çıktı, Türkiyeye yolladık temiz çıktı
Bu yaklaşımları çok dinleriz. Doğru olma olasılığı da yüksektir. Ancak farklı laboratuvarda tahlil yapılacaksa aynı gün aynı bahçeden alınacak. Bir bahçeden farklı günlerde alınan ürünlerin farklı sonuç vermesi çok doğaldır.
***
Üreticinin her zaman yanındayım. Ancak insan sağlığı her şeyden önemlidir.
Üretici olacak insanlar ciddi bir eğitimden geçmeli... Ne zaman ne ekip ne biçeceğini bilme yanında zirai ilacı da profesör gibi kullanmalı. Bir gün önce ilaçlayıp ertesi gün ürünü çarşıya sürmemeli. Parayı insan sağlığından değerli görenler asla üretici olamamalı...
İnsan sağlığını tehdit eden yasak ilaç kullananlar ürünlerin imha edilmesi yanında yargılanıp en ağır şekilde mahkum edilmeli... Bu yapılsın bakayım, bilinçsizce, kötü niyetli ilaç kullanılır mı, kullanılmaz mı görelim...
***
Üreticiye biraz fazla yüklendiğimi biliyorum. Ama yüklenmem gerek. Üretici sağlıklı yönlendiricilere sahip değil. Bakanlık koruyucu hekimlik gibi üreticiyi sağlıklı üretim konusunda korumuyor. Bu olmadığı için faturayı üretici ve insan sağlığına zararlı ürünleri tüketen insanlar ödüyor.
***
Gelelim konunun can alıcı bir başka tarafına...
Yapılan açıklamalarda Kuzey Kıbrısa ithal edilen tüm sebze ve meyvelerin tahliller yapıldıktan sonra ülkeye sokulup, tüketiciye ulaştırıldığı söylenir.
YALAN!!!!
Hem de KUYRUKLU YALAN!!!
İthal edilen ürünün miktarı, üretici çıkışı ve çeşidi dikkate alınarak yeterli örnek alınıp tahlile gönderilirse TAMAM... Aksi halde tamam değildir.
Bizdeki uygulama nedir?
Devlet Laboratuvarına gönderilecek örnekleri limanda Tarım Dairesi görevlisi memur belirler.
Örneğin bir kamyon elma geldi limana...
Birinci soru şu olmalı?
Bu elmaların tümü aynı bahçeden, aynı üreticiden mi?
Bunun sözlü yanıtı değil, belgelerle yanıtlanması önemlidir.
Farklı üreticiden elmalar varsa tüm farklı üretici elmalarından yeterli örnekler alınarak tahlile gönderilmeli.
Bu yapılıyor mu? HAYIR YAPILMIYOR.
***
Bir başka varsayım...
Bir tır karışık sebze ve meyve geldi.
Söz gelimi içinde elma, armut, şeftali, kolokas ve domates var. Tarım Dairesi memuru, Bugün kolokas ve armuttan örnek alayım deme hakkına sahip olmamalı.
TAHLİLE GELEN ÖRNEKLER İTHAL EDİLEN TÜM ÜRÜNÜ HEM ÇEŞİT HEM MİKTAR BAKIMINDAN TEMSİL EDEBİLMELİ.
Mevcut uygulama bu bakımdan ifade ettiğim özeni kucaklamıyorsa yapılan tahliller KORKMADAN TÜKETİN demeye yetmez.
Yazıma noktayı koymadan yetkililere bir soru: Son iki ay içinde ülkeye ithal edilen ürün çeşit ve miktarları ile tahlile gönderilen örnek çeşit ve miktarlarını açıklar mısınız?
Günün sözü:
İnsan sağlığı en önemli, insan hayatı en değerlidir